FARELER (I)

Ben çok gravyer peyniri ile beslenmiş fareler gördüm hayatımda.
Semirmiş, ciyak ciyak yüksek sesli fareler.

Çok gördüm öylesi fareler ,
yerini edinmiş,
yerin altında,
karanlık arsalı, kalantor.

Hele bir tanesi çirkin mi çirkin,
koca kalçalı,
farenin en suratsızı bir de,
cıyır cıyır hükmediyor fındık faresi misali
sessiz, tırsmış sevdiğine.
Kedi kovalıyor koca kalçalı fare sokaklarda,
köpek olmadığı halde köpekliğe özenle.
Yazık.
Kısır, iri, soyu kesilmiş,
sadece yüksek sesli dişi fare.

Bir tanesi yanlışlıkla düşmüş peynir dükkanına,
kendini peynirci, kendini dükkan sahibi sanıyor.
oysa ayaklar altında,
Ahşapla makosen arasındaki bir tüccar misali hayatı.

Birinin yüz arkadaşı var.
Belki bin, yüz bin, ne bileyim kalabalık
yüz olsa sayısı,
bilmez ki yüzünün de yüzü kendi gibi fare,
Kral bakmıyor buna.
inanıyor salyalı koroya
kibirden tacıyla oturuyor tahtında

Ah, zavallı fındık fareleri
görünmezler ortalıkta.
Bir tek onların yoktur sesleri ve silueti
onları izleyen dağın,
gözleriyle kırışan alnında.

Kavala merak sarıp gitmişlerdi,
koca, yağlı zihinli iri fareler masallarda.
Dağ burada,
Dedi ki bana.
Sağında solunda, önünde arkanda,
görmüyorsan kulağında
onlardır seni senden eden,
Sen de bir "dağ"sın,
madem basamıyorsan üstlerine,
yap benim yaptığımı,
görünmeyecek kadar küçüğü, umursama.

Bahadır Üge

Kategori : Şiir -  Tarihi : 08/11/2018

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

Şiirler - Bahadır Üge
Fotoğraf : Hossein Zare


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..