Ekim başı Üsküdar

Az evvel geçti, siyah kanatsız bir uçan balon
kuşların arasından kuş gibi.
Kayboldu Marmara'nın üzerinde,
bir uçuşan bir cümlenin noktası misali.

İşte o an gördüm iki kanadı, iki yana açılan,
bir martıya benzer o bulutu.
Bir kanadı yarımadanın bir ucunda,
bir kanadı Haliç'e uzanmış.
Derken, güneş bir bıçak gibi giriverdi,
kalbinden,
başından,
kanatları rüzgarla iki yana dağılan
bulutlu martının ortasından.
Kesip biçti onu,
denize düştü birden güneş.
mavide, ışıltılı, kıpır kıpır kıvılcımlar çıkararak.

Bir ıhlamur ağacının arkasından gördüm tüm bunları.
Ağaç da ağlıyor yapraklarıyla
ama için için, tek tük yapraktan gözyaşlarıyla,
Düşündüm nedendir?
Ekim yüzünden belki, belki de gelecek kışa kabuk bağlıyordur teni.
Oysa boğaz ona yakın, bir adım ötesinde,
gözleri ona dönük ve alabildiğine maviydi Marmara'ya bakan göğsü.

Soramadım,
o da soramadı, kendisi gibi kimsesizliğimi.
Bir ince belli de,
kurumuş tavşan kanı gibi bir çayı soğuyana kadar,
akşam serinliğinde, ekim'de, Üsküdar'da
bir ekose örtülü tahta masada,
bunca manzaranın ortasında.

İki adam konuşuyor, yanı başımda
sırtları ağaca da,
sırtları denize de dönük ve küs.
Belki çok görmüşlerdi,
benim şimdi gördüklerimi.
Belki ondandı bu umarsızlık.
Ben ki, kırksekiz yaşında bozkıra hapsolmuş İstanbullu
Ne ben şehrimi tanıyorum,
ne de şehrim beni.
Birbirini tanımayan şu ağaçla, önündeki deniz gibiyiz.
Sorgusuz,
puslu,
üzgün
ve de sessiziz.

Bahadır Üge

Kategori : Şiir -  Tarihi : 04/10/2018

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

Şiirler - Bahadır Üge
Fotoğraf : Hossein Zare


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..