Koku

Henüz açılmış dükkan, bir ahmak misali elinde yastık içeri dalıyor.
Parmakları sımsıkı tutmuş olduğu yastığı uzatıyor,
gözlüğü burnunda düşmüş şişe dibi gibi gözlüklü adama, şişelerin arasından.

Uzatıyor yastığı,
dili panik, eli gözü, dudağındaki sözü titrek;

- Yeni gitti, yarına gelmeyecek belki sonraya da. Ta öbür haftaya. Ne olur? Diyor
- Ne? Ne olur? Diyor gözlüğü ile kaşı arasından parfümcü, sabahın mahmurluğu üzerinde.
- Kokusu! Diyor. - Al! Diyor - Bak parfümcü! O, parfümlerini senden alır, gerisini tenindendir, sonrasını bu yastığa bıraktığıyla tamamlar. Yastık bu, küser bir saate onsuz, yeni gitti, yarına gelmeyecek belki sonraya da. Beklerim ta öbür haftaya, bir yıla parfümcü.. Ne olur bana bu kokudan yap? Yarısı senden aldığıdır, gerisi onun. Yarısını senden alır dökerim, diğer yarımınıysa o tekrargelene kadar bulamam, o da işte bundadır, bu yastıkta.
Ne olur bana yarısını yap!
...
- Yapayım, yapayım da, o burada yoktur! Kalanı sensin. O koku yüreğindedir. Bırak yüreğini git Yarından önce gel.
...
- Bana diyorsun ki parfümcü? Öl sen! Yok vazgeçerim o vakit!
Bir kere ölürsem hiçim,
her gün ölürsem de onunla hep.
Sen ver o yastığı.

...
Çıkar başı yastıkta, sabahın diri endamında mırıldanır;

- Bu kaç sabahtır sensizliğin kokusuna pazarlık, ve bu kaç sabahtır sensizliğe aldığım cevap ve bu kaç sabahtır sonrasında sen gelene kadar öldüğüm.

Bahadır Üge

Kategori : Yazılar -  Tarihi : 16/12/2016

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

Şiirler - Bahadır Üge
Fotoğraf : Hossein Zare


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..