Sorgu

Var olmayı sorguluyorum bu aralar,
Var olanlara bakarak.
Var olmanın bir sesi, haykırışı olmalı diye düşünüyorum.
İnsanoğlu, bağırıyor!
...
Ben farklı mıyım ki?
Bağırmalıyım! "Varım!" demeye ses tellerimi kullanmalıyım.
Şakımalıyım beni susturanlara bir saka misali.
Neden sesim çıkmıyor?
Neden eli gırtlağımda biri varmış gibi açılmış ağzımda hırıltılı bir ses var.

Var olmayı sorguluyorum bu aralar.
Ağaçlara çarpıyor dalgın başı önde adımlarım.
Özür diliyorum, gayr-ı ihtiyâri, ağaçtan
ağaç bir şey demiyor.

Bir kümes gibi geliyor kalabalıklar bana,
birbirimize tıkılmış daracık kafeslerde,
birbirini bulmuşlar gibi bağırıp çağıran,
kesilmeyi aklına bile getirmeden, "bir aradayız" dercesine
çığlık atan tavukların telkini içindeyiz.

Tüysüz tavuk misali insan!

Sessiz bir tavuk gibi kafesin içinde
biri beni dişleriyle çiğnemeden az öncesinde düşünüyorum.
Düşünüyorum "var olmayı"
Ağaca çarptığım anları, özrü ve onun sessizliğini
sonra biri ağacı da kesiveriyor.
Gövdesinin o kokusu yayılıveriyor.
Reçinesinden yayılan kokudan bir kafes yapıveriyor insanoğlu.
Bizi de içine koyuveriyor.
Eve, bir eve içi ateşli bir eve çarpıyorum bu sefer,
Evden özür diliyorum; reçine sessiz,
tıpkı yaşadığı an reçinenin sahibi o ağaç gibi.

Sessiz ağaçların baharda suyu bekleyen kökleri
ses versin isterdim özrüme.
Nezaketli bir ses olmasa da, kabuklu bir sesleniş:
"Önemli değil"

"özür dilerim" kuru kabuğunuzdan
Yankısız bir nefeste bir ses:
"Önemli değil"

"Nasıl da görmedim sizi bir diğerinizden, özür dilerim."
Kökleri deseydi o an, en azından:
"Önemli değil."

Var olmayı sorguluyorum bu aralar.
Ben hakim, sessizlik zanlı..
Sessizleştikçe daha bir zan içinde sessizlik.
Sessizlik; kırbaç sesiyle bozulmak ister.
..
Bir ağaca çarpıp o an,
toprağa karışsaydım diye düşündüm.
Hemencecik oraya köklerine.
Bir bir kökle sarsa beni sessizliği ağaçların.
Bir kökten süzülüp ağaca karışayım, sessiz bir zanlı gibi ağacın kabuğuna.
Ne denli güzel bir saklanış bu oysa.

Var olmayı sorguluyorum bu aralar,
bir ağacın kabuğunda.

Var olmayı sorguluyorum bu aralar.
Susarak.
...
Bir ağaca çarpıp, onun suskunluğunu anlayarak.
Köklerinde cevaplar,
Ve o cevapları dinliyorum, ona karışarak,
aşağı doğru dikiliyorum!
Göğün tersine, yerin dibine!
Topraktan tersine çıkar gibi onun köklerine, tersine batarak.

Var olmayı sorguluyorum bu aralar.
Kökle, kahve toprak,
yeşil yaprakla mavi göğün arasında kalarak.

Bahadır Üge

Kategori : Şiir -  Tarihi : 14/03/2017

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

Şiirler - Bahadır Üge
Fotoğraf : Hossein Zare


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..