Farkındalıklar

Yaşım ilerledikçe asıl erdemin asosyallik olduğunu ve toplu olarak yaşamanın bana göre olmadığı kanaatine varıyorum. Lakin 50.000 yıllık öğreti ile içgüdülerime teslim oluyorum. Bu teslim olduğum duyguların belki de en vahimi "Üreme tandansı". Bence hala bu bizi ayakta tutuyor. Oysa ki doğanın bu görevini de yerine getirmişken bu farkındalıkla hala bu teslimiyet niye. Oysa ki mutsuz olduğum her şeyin kökeni; düzen dediğimiz dogmalaşmış yapının genetik mimarimize işlemiş yaptırımlarından kaynaklanması değil mi?

-Onu yapmamız lazım! Bunu yapmamız lazım- öğretilerine inandırılmak.

Bir kaç örnek; Yasal çocuk için evlilik yapmak, Doğduğunda öğretilen inanç ne ise ona ölesiye saplanmak. Babanla aynı takımı tutmak ve aynı partiye oy vermek...

Bir durun ve tekrar düşünün, bunların hiçbirini yapmamız lazım değil. Hepsi bilinçsiz bir kabul ediş o kadar. Yüz yıl sonra hepimiz bir hiçiz gerçeği varken neden bu yükselen seslere teslimiyet.

Sizce "Kendimiz" olamadan ölmeyi hak ediyor muyuz?

Bahadır Üge

Kategori : Yazılar -  Tarihi : 27/06/2015

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

Şiirler - Bahadır Üge
Fotoğraf : Hossein Zare


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..