Normal ne ola ki?

Dünyadaki bir çok marjinal insan; kendini "normal" diye nitelendiren insan ve/veya insan grupları tarafından, marjinal yöntemlerin bile ötesindeki yöntemlerle yok edilmiştir.

Nedenini sorguladığınızda suçu kabul etmekten ziyade başkasını suçlamayı daha kolay bulan ve kendini "normal" diye sınıflandıran birey; doğayı örnekleyerek, diğer canlı sınıflarının, kendi türünde "farklı" olanları dışladığına dair örnekler verir, ve bu duruma meşruiyet kazandırmaya çalışır. Söylemleriyle bunu normalleştirir. Bir tür zikir işte. Kendini ikna.

Aradaki fark, o canlı türlerinin bunu tam olarak neden yaptıklarını bilmiyor olmasıdır. Şayet bildiklerini düşünüyorsanız o canlı türlerine siz sorun :) Cevap alamazsınız. Onlar; kendi genetik programının gereğini yerine getiriyordur ki buna farkındalık diyemeyiz. Çünkü bu bize ait bir olgu. O zaman biz bunu, reflekslerimizle değil benliğimizle sorgulayabiliriz demektir.

"Kişisel gelişim" dediğimiz daha beyaz bir yaka değil ki. Pişmiş fikir ve düşünce.

Bahadır Üge

Çocukluk yıllarımda ki ikilemlerden biri 68 kuşağını tarif eden "Hippi" kavramının iyi mi kötü mü olduğunun ayrımı arasındaki çelişki ile geçti. Kendini bu tarife uygun bulanlar, hep ve hala tatlı insanlar olmuştu. Ama ciddi ve normal diye sınıflandırılan insan kesimi için "Hippi" tabiri bir küfür gibiydi. Farklı gördükleri kişilere bu şekilde hakaret edercesine böyle seslenirlerdi. Çocukluğun verdiği tecrübesizlikle bu yaşıma kadar hiç bir şey alamadığım saçı tıraşı, takım elbisesi olan soğuk kitleye bir süre itibar ettim. Onlara göre "Hippi" diye tarif edilen biri; iti-kopuk, başıboş, sadece uyuşturucu kullanan, toplumun bilinen hiç bir noktasında yer alamayan insan grubuydu. Tabi bu onların sınıflandırmasıydı. Felsefesinin özü değil.

Peki bahsini ettiğim bu çocukluktan, gençliğe geçiş dönemimde hangi kesimden zarar gördüm dersiniz. :) Cevabımı biliyorsunuz.

Hiç bir şeyi anlamadan gruplaşan bir tür olduğumuzu o dönem fark ettim ben. Bir grubun içinde olmak kaçınılmazdı ama iş bir parçası olmak noktasına geldiğinde kendilerinin bile ne olduğunu anlamadığı bir grubun dogmatik bir parçası olamayacağıma karar vermem gerektiğini anladım. Orada ama değil. Onlar gibi ama farklı. Zihnen ciddi bir yalnızlık yaşatıyor insana bu ama en azından farkındalık daha lezzetli gelmişti bana.

Her neyse;

Tüm bunları bırakıp "Hippi" kavramı için Vikipedi ne diyor onu paylaşayım sizinle.

------------------------------------------------------------------------------
Hippi, yaşam tarzı aslında bugünkü mutlak retçiliğin temellerini atan bir oluşumdur. Dünyanın üzerindeki tüm bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul eden apolitik bir görüştür. Kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkilileri reddeden, komün hayatını savunan özgürlükçü bir harekettir. 1960'lı yıllarda dönemin komünist ve faşist yapılanmalarına karşı çıkan, özgürlüğün bireyin kendi içinde olduğunu savunan ancak uygulamaları ile anarşist düşünce tarzından ayrılan, düşünce biçiminin gerçek yaşama dönüştüğü bir yaşam tarzıdır.

Hippi sözcüğü ABD'de altmışlı yılların ortaları ve sonu arasında yer alan genç bir erkeği ya da kadını yetişkin yaşın ortalarından otuzlu yaşlara kadar kadar belirtir. Hippiler daha çok "freaks" diye adlandırılır; yani "uyuşturucu muptelaları. Sözcük büyük bir olasılıkla hipster'in kısaltılması olan, zenci gettolarında yaşayan "hip" ten gelmiştir. Hippilerin herhangi bir siyasal parti veya da hareketle ilişkileri yoktur. Uyuşturucular, müzik ve cinsellik hippi kültürünün içinde elele yürümeye başlamıştı. Hippiler 1964'te "i want to hold your hand" diye mırıldanmışsa da 1967'de " why dont we do it in the road" adlı şarkıyı söylemişlerdir. Hippilikte, vejetaryan beslenme "in" et parçaları "out"tur. 1965 te "hippi" sözcügünün ortaya çıktığı ve bu olgunun geliştigi yıl ABD Vietnam'a asker gönderir ve buna birçok başkaldırı ortaya çıkar. Dünyaca ünlü boks şampiyonu Muhammed Ali Clay, bu dönemde basın açıklması yaparak vietnam savaşını kınadığını ve askere gitmeyeceğini söyler. Bundan dolayı ünvanı alınır ve 3 yıl süreyle ringlerden uzaklaştırılır. Siyahi devrimci lider Malcolm X öldürülür ve siyahi birliğinin başına Martin Luther King gelerek ünlü söylevi "Bir Hayalim Var"'ı bu dönemde verir.

ABD'de sisteme aykırı hareketleriyle ön plana çıkan hippilerde özgürlükçü ve antimilitarist akımlar oluşmuştu. ABD'deki 60 kuşağının en önemli hareketi o zaman ABD'nin yürüttüğü Vietnam Savaşı'na karşı hippilerin muhalefetiydi. Bu dönemde ABD'deki gençler orduya girmeye zorlanıyordu.

Tarım yerine toplayıcılık ve bahçecilik yaparak, genellikle vegan-vejeteryan beslenerek hayatalarının devamlılığını sağlamaktaydırlar. 1970'lı yıllarda Türkiye hippiler için çok önemli yerlerden biri olmuştur. Birçok hippi Katmandu, Tibet gibi yerlere giderken Türkiye'de özellikle de İstanbul Sirkeci'deki tek yıldızlı otellerde ve pansiyonlarda konaklamışlardır. O dönemde Türkiye'deki hippi hareketinin de temelleri atılmıştır. Birçok sol görüşlü insan bu kişilerle tanıştıktan sonra politikadan uzaklaşarak onlarla dünya turlarına çıkmıştır. Bugün Türkiye hippiler için önemli noktalardan biri olma özelliğini korumaktadır. Rainbow festivali öncesinde dünyanın birçok yerinden hippiler Olimpos, Kelebekler Vadisi gibi yerlerde toplanarak festivale gitmektedirler. Türkiye'de hippi hareket de altın yıllarını yaşamaktadır. Özellikle doğayla iç içe yaşam tarzını benimseyen insanlar eninde sonunda mutlaka bu hareketin içine kendilerini dahil etmektedir.

Bir akım olarak incelendiğindeyse hippilik özellikle psikanalist Erich Fromm tarafından gelmiş geçmiş en tutarlı hareket olarak kabul görmektedir. Çünkü "çiçek çocuklar" özgür aşk savunuculuğunun, barış yanlılığının tüm gereklerini yerine getirerek, inandıklarını yaşamaktan hiçbir zaman çekinmemiş ve genelgeçer ahlâkın bütün karşıtlığına birliktelikleriyle karşı koyarak alternatif bir hayatı sürdürmeyi başarmışlardır. Bu yaşam tarzının en şaşırtıcı yanlarından birisi olarak da komün yasayan hippi gruplarının üyelerine tek tek bakıldığında hiçbirinin cebinde metelik olmamasına karşın rahatlıkla hayatlarını sürdürebiliyor oluşları gösterilir.

Bahadır Üge

Kategori : Yazılar -  Tarihi : 16/06/2015


Aşağıda ki fotoğraf Hypatia'nın hayatını anlatan bir film karesinden alınmıştır.

Hypatia (Yunanca: Υπατία; 370–415) Yunan filozof, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Yeni Platonculuk öğretisine bağlı olan Hypatia, Atina Akademisi'nin Eudoxus'ün başını çektiği Matematik geleneğine üye idi. Hypatia doğayı; mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalıştı.

Hypatia, günümüze kadar ulaşmış olan sayılı kaynaktan biri olan Yunan tarihçi Socrates Scholasticus'un "Historia Ecclesiastica" adlı eserine göre; İskenderiye'nin en önemli iki figürü olan, İskenderiye Valisi Orestes ile İskenderiye piskoposu Cyril arasında anlaşmazlıklara sebebiyet verdiği ve politik işlere karıştığı gerekçesi ile 415 yılında kıptî Hristiyan bir çete tarafından taşlanarak öldürülür.

Hypatia'nın devrin en güzel kadınlarından biri olduğu ve Vali Orestes'in bizzat Hypatia'dan ders aldığı sıralarda Hypatia'ya aşık olduğu bilinmektedir. Anlaşmazlıklara ise Vali Orestes'in, İskenderiye'de —Piskopos Cyril'in kışkırtmaları ile— Hypatia'ya karşı hızla büyüyen nefretin önüne geçmeye çalışması olmuştur. Hypatia, İskenderiye'ye Hristiyanlığın hakim olduğu son yıllarında Piskopos Cyril, Hypatia'yı hedef göstererek İncil'den yaptığı alıntılar ile halkı kışkırtmış ve Hypatia, halk tarafından "dinsiz" ve "şeytan" olarak nitelendirilmiştir. Kısa bir süre içerisinde de Kıptî bir Hristiyan çetesi tarafından taşlanarak öldürülmüştür.

"...Hypatia'nın sık sık Vali Orestus ile görüşmesi Hristiyanların hoşuna gitmiyordu. Hypatia'nın, Vali Orestus ile Piskopos Cyril'in uzlaşmasını engellemeye çalıştığı düşünülüyordu. Böyle düşünen bir grup bağnaz, Peter adındaki çete liderleri ile birlikte Hypatia'nın evinin önünde pusuya yattılar ve onu beklemeye başladılar. Hypatia eve geldiğinde ise onu kaçırıp Caesareum adındaki bir kiliseye götürdükten sonra tamamen soydular. Ardından onu taşlayarak öldürdüler. Daha sonra Hypatia'nın parçalanmış bedenini alıp Cinaron adındaki bir yerde yaktılar. "

—Socrates Scholasticus, Ecclesiastical History

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

İskenderiyeli Hypatia /İskenderiye Kütüphanesi Müdüresi Bilim İnsanı. Normaller tarafından öldürüldü
İskenderiyeli Hypatia /İskenderiye Kütüphanesi Müdüresi Bilim İnsanı. Normaller tarafından öldürüldü


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..