Saklı Mimar

İleri düzey programa sahip makinalarız. Beynimiz ise sadece bu yazılımı çalıştırdığı için kendisi nasıl çalıştığını bilmiyor. Yani bir akıllı telefonun, akıllı telefon olmasının farkında olmadığı gibi, o da ne olduğunun farkında değil.

Programının temel amacı, kendisini değil, bütününü fark etmek.

İşte bu yazılımın en muazzam tarafı da bu. Biz buna "Bilinç" diyoruz. Programımızın bize verdiği öğrenme ve kendini geliştirme yetisi. Yazılımda doğru çalışmayan demeyeyim de "Hata" veren nokta tam da burası. Her yeni kodda oluşabilen hata zincirleri gibi öğretilerin taban sistemdeki yerini alması esnasında problem yaşıyoruz. Çünkü eski tabana yeni bir şey ekliyor oluyoruz. Yazılımımızın bu tarafında oluşan ve bizlerin "Bug" diye nitelendirdiği şeyde burada başlıyor. Kendimiz ya da çevremizde yaşanan problemler henüz oluşma aşamasındaki yazılım bileşenlerinin doğru dürüst çalışmamasından ibaret. Kodlarını kendi içerisinde doğru şartlarla derleyen bilen makinalar yaşam diye adlandırılan süreci daha başarılı tamamlıyorlar.

Bu sistemin en kötü tarafı da; var olan taban yazılımın üstüne eklenen bilinç kodlarının uyumun tamamlanma sürecinin yetersiz olarak tasarlanması. Aslında bu bir tasarım hatası mı onu da bilmiyorum. Belki de tasarımcımız, onun sırlarını ele geçirmeyelim diye işleyen ama farkındalığı bir noktaya gelip, onu tam olarak anlayıp deşifre edemeyeceğimiz bir şekilde geliştirmiş yazılımımızı.

Tam öğreniyor ve kodları en az hata ile senkronize ediyoruz, bu seferde sistemimiz kapanıveriyor. Ve işin en kötüsü o ana kadar edinilmiş bilinci transfer edemiyoruz. Tüm edinilmiş ve var olan bileşik kodlar yapının kabuğuyla beraber çürüyüveriyor.

Dediğim gibi bence yaşamın gerçek amacı, bunu başarıp tasarımcımızla yüzleşmemizdir diye düşünüyorum.

Yapay zeka bizim prototipimiz. Bunu başardığımızda, uğraşıp didineceğimiz tek şey gerçek zekanın kodlarının çözülmesi olacak. Tabi bu arada tasarımcı, bize yazdığı ve tam olarak farkında bile olmadığımız başka kodlarımızı aktif edip, birbirimizi yok etmemizi sağlamazsa.

Sanırım izin verirse bir kaç bin yıla kadar bunu başarabiliriz. Kim bilir?

Bahadır Üge

Kategori : Yazılar -  Tarihi : 15/06/2015

Tüm hakları Bahadır Üge'ye aittir. Adı belirtilmeden kullanılmaz. © Bahadır Üge

Şiirler - Bahadır Üge
Fotoğraf : Hossein Zare


Değerli yorumlarınız benim için önemlidir..